Askerde Psikolog ve Psikolojik Danışman Olmak

Subay şafak saymaz derler. İnsan, yer değiştireceği o zaman geldiğinde ister istemez içinde bir saat tiklemeye başlıyor. Zaman, sahip olduğumuz en değerli varlık hiç şüphesiz. Yedek subay olmak için gittiğim asteğmen okulunda zamanın durduğuna şahitlik ettim. Zaman çok, kullanmak isteyen yok. Mesela ben, yedek subay olma psikolojik danışma ve rehberlik subayı notlarına dair çok önceden yazacaktım ama tarih 2 Nisan 2024’ü gösteriyor. Yarın terhis mahiyetinde izne ayrılıyorum. Dolayısıyla, biraz geç başladığım bu yazıda hayatımın 1 senesini verdiğim yedek subay olma ve psikolojik danışma ve rehberlik merkezi (RDM)’de bulunma anılarımdan, ilgili olabilecek kişilerin işine yarayabilecek bilgilerden bahsedeceğim. Önce bilgiler, sonra anılar. Hadi çıkar beni buradan, hadi gidelim.
Benimle terapi randevusu oluşturmak için buraya tıklayarak kendinize uygun gün ve tarihi belirleyebilirsiniz.
(Not: İstihbarata karşı koyma (İKK) nosyonu ve bilmesi gereken prensibi gereği askerliğe dair konularda güvenlik/gizlilik açığı oluşturabilecek hiçbir bilgi kimseyle paylaşılmaz. Dolayısıyla ben de bu yazıda kişisel deneyimlerimi paylaştım.)
Askerlik Yapmaya Karar Vermek
Belki lisans eğitimini yeni bitirmiş olan bir psikolog ya da psikolojik danışmansın.
Aklın karışık, klinikten mi devam etsem yoksa uygulamalı bir alan yerine yurtdışında gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, evrimsel psikoloji gibi bir alanda araştırma odaklı mı gitsem diye sorgulayıp duruyorsun. Dil bariyerini aşmak için IELTS çalışmak, bankada belirli miktarda para bloke etmek ya da sana sponsor olabilecek birilerini bulmak gibi gereklilikler ile yüzleşiyorsun.
Türkiye’de psikoteknik, rehabilitasyon merkezi, dershane gibi özel kurumlarda ya da hastane, cezaevi, adliye gibi devlet kurumlarında bir kariyerin de mümkün olabileceği aklına geliyor.
Ben psikoloji okudum ama, yapay zeka, satış ya da pazarlama alanları daha çok ilgimi çekiyor, buralara mı kaysam, diye düşünüyor da olabilirsin.
Askere gitmeye karar verdiğin bir an vardır.
Karar doğru ya da yanlış olsun, o andan sonra bu kararın geri dönüşü yoktur.
Zihin, çoktan çantayı alıp yola çıkmıştır.
Önce hangi celpte katılış yapmak isteyeceğine karar verirsin: Şubat, mayıs, ağustos ve kasım asteğmenlerin askerlik görevine başlayacağı dönemlerdir. Bu sorunun cevabı verildiği noktada başvuru sürecine geçilebilir.
Askerlik başvuru işlemlerini kısaca iki bölümde inceleyebiliriz bana göre: Yoklama başvurusu ve hizmet tercihleri.
Askerlik Yoklama İşlemleri Nasıl Yapılır?
E-devlet üzerinde ”yoklama başvurusu” şeklinde aratarak karşınıza gelen soruları kendinize göre yanıtlarsınız.
Bilgilerin doğruluğunu teyit ettikten sonra başvuru sürecinizi tamamlamanız, artık aile hekiminize sağlık muayenesi olmaya gidebileceğiniz anlamına gelir.
Aile hekimliğinin size ait sağlık bilgilerini Askerlik Şubesi Başkanlığına iletmesinin ardından yoklama başvuru süreciniz tamamlanmış demektir.
Yoklama işlemlerinin ardından e-devletteki Askerlik Hizmet Tercih İşlemleri sekmesine gidebilirsiniz.
Askerlik Hizmet Tercih İşlemleri Nasıl Yapılır?
Askerlik yoklama işlemlerini bitirdiyseniz sırada askerlik hizmet tercih işlemleriniz var.
Anket gibi düşünebilirsiniz bu kısmı, birkaç önemli soruya kendinize göre cevaplar vereceksiniz. Dikkatli olmaya özen gösterebilirsiniz; sonuçta askerlik yapmak istediğiniz tarihler, yedek subaylığa dair sorular, eğitim geçmişiniz gibi sorulara yanıt vereceksiniz burada. Aşağıya bir video bırakayım; bu kısma dair olan bilgilere ulaşabileceğiniz bir videodur.
Başvuru süreci bittiğine göre artık beklemeye koyuluyoruz. Burada bir belirsizlik oluşuyor ”Ulan nasıl yapacağız bu askerliği?” diye o da kaygı yaratabiliyor ama merak etmeyin çok da uzun sürmüyor bu süreç. İşinizi gücünüzü yaparken günlük periyotlarla e-devletten sonucunuzu kontrol edebilirsiniz. Yapılır ya, öyle de yapılır böyle de yapılır askerlik. Rahat olun.
Yedek subay olmak üzere asteğmen rütbesiyle seçilmenin belirli bir kriteri yok diye biliyorum, varsa da kimse bilmiyor. Ortalaması düşük olan asteğmen olabilirken yüksek olan giremeyebiliyor örneğin. Hangi lisans mezuniyetine sahip olduğunuzun önemli olduğuna dair bir söylenti var. Herhangi bir ortalama şartı yok diye biliyorum; benim GANO’m 2.47.
Yedek Subay Olmak ve Asteğmen Olarak Askerlik Yapmak
Asteğmen, üniversitelerin 4 senelik programlarından mezun olan (lisans mezunu) yedek subay olmak için aldığı rütbedir. Asteğmenler, meslekçi olurlarsa 30 – 35 gün, takım komutanı olurlarsa 75 gün eğitim sürecinden geçerler. Eğitim süreci, yanaşık düzen, istihkâm, istihbarat, yürüyüş, atış, spor ve mesleki eğitimlerden (gaye eğitimi) oluşabilir.

Asteğmenler, eğitim sürecinde öğrendikleri bilgileri içeren çoktan seçmeli soruların yer aldığı bir sınava tabi tutulur. Bu sınavda dereceye giren yedek subay adayları, katılacakları birliği o sene açılan kontenjana göre kendileri seçebilirken, dereceye giremeyen adaylar katılacakları birliği fanus içinde birliğin adının yazılı olduğu kağıdı seçerek belirler.
Yedek Subayların Görev Süresi Ne Kadar?
Asteğmenler eğitim süreçleri dahil olmak üzere toplamda 1 sene askerlik görevi yapar. Örneğin 4 Mayıs 2023’te asteğmen okuluna katılan bir yedek subay, 4 Mayıs 2024’te terhis olacaktır. Asteğmenlerden takım komutanı olanlar 24 + 2 gün yol olmak üzere toplamda 26 gün; meslekçi olanlar ise 28 + 2 gün yol olmak üzere toplamda 30 gün yıllık izin kullanabilir. Asteğmenlerin ek olarak 15 gün de mazeret izni hakları vardır.
Yedek Subayların Maaşları Ne Kadar?
Yedek subay olmak suretiyle göreve başlayan asteğmenler, eğitim sürelerinin bitimine müteakip eğitim aldıkları süreç ve gittikleri yol için harçlık alır. Dahası asteğmenler kıtaya katılış yaptıkları tarihten terhis olacakları aya kadar maaş alırlar. 2024 zammıyla birlikte asteğmen maaşları 44.500 ile 55.000 TL arasında değişiyor. Doğuda görev yapan asteğmenler doğu tazminatı, terör tazminatı gibi ek ödemeler alabiliyor.
Yedek Subaylar Mehil İzni Kullanır Mı?
Kıtaya katılış yapmadan önce 2 haftalık mehil izni kullanabilen asteğmenler, bu süreçte hem yol, taşınma, alışveriş gibi ihtiyaçlarını karşılar hem de sevdikleriyle özlem giderir.
Yedek Subay Olmak ve Sağlık Asteğmen Olarak Askerlik Yapmak
Psikolog ya da psikolojik danışman olarak yedek subay olmak suretiyle görev yapacak asteğmenler sağlık sınıfına dahil olur. Psikolog ve psikolojik danışmanların görev başlığı ise psikolojik danışma ve rehberlik subayı şeklinde geçer. Sağlık asteğmen rütbe ve sınıfıyla tekmil verirler, görev yaparlar. Sağlık Asteğmen Umutcan Akova şeklinde verilen bir tekmil kurala uygun olandır ama genelde Asteğmen Akova ya da Asteğmen Umutcan şeklinde de bir kullanım da lafı uzatmayıp sadede hızlıca gelmek için yaygın.

Samsun Sahra Sıhhiye Okulu‘nda aldıkları gaye eğitiminde, dağıtımlarının olacağı Rehberlik ve Danışma Merkezi’ndeki görevlerine dair edinmeleri gereken bilgileri, Rehberlik ve Danışma Merkezi Genelgesi ışığında öğrenirler.
Bu arada RDM’ler yalnızca kolordu, ordu ve kuvvet düzeyinde RDM Şube Müdürlüğü’ne bağlıydı. 2024’te yayınlanan bir emirle RDM’ler tugay düzeyinde de RDM Şube Müdürlüğü’ne bağlandı. Bu RDM’lerin de artık tugay düzeyinde de birer şube olduğu anlamına geliyor.
Psikolojik Danışma ve Rehberlik Subayı Askerde Neler Yapar?
Psikolojik danışma ve rehberlik subayı görevlerini tek bir cümleyle özetlemek gerekirse ”önleyici ruh sağlığı hizmetleri sunmak” diyebiliriz. Biraz uzatırsak da şunları söyleriz:
- Kıtaya katılış yapan yükümlü personel ile yani yedek subay, yedek astsubay, er ve erbaşlarla İlk Değerlendirme Anketi uygulamak; bu envanter sonucu gerekli görülen personel ile psikolojik görüşme yapmak. İletilmesi gereken bilgiler eğer varsa bölük komutanlarına kapalı zarf içine koydukları Koordine Formu ile gizliliğe dikkat ederek iletmek
- Askeri personel ile ani ve randevulu görüşmeler yapmak
- Gerekli görülen durumlarda psikolojik durumu nesnel olarak ölçmeye yarayan Beck Depresyon, Kısa Semptom, İntihar Tespit Modeli gibi envanterler uygulamak
- Bağımlılık, eş seçimi, psikiyatrik hastalıklar, şiddet, psikolojik dayanıklılık gibi konularda eğitim ve konferanslar düzenlemek
- Düzenli aralıklarla birlik ziyaretleri yaparak askeri personelin moral ve motivasyonunu artırmak
- Yemekhane, nizamiye, karargâh, atış alanı gibi bölgelerde doğal gözlem yapmak
- Birlikteki psikolojik danışma ve rehberlik subay sayısına göre değişebilen bölük/ kısımlarda nöbet tutmak
Yedek Subay Olmak: Askerde Psikolog ve Psikolojik Danışman Olmak
Helikopterden helikoptere atlarken bir yandan da ayağımla şarjör değiştiriyorum. O sırada bir terfi almışım, benim sonradan haberim oluyor tabii.
Atma Ziya!
Emredersiniz komutanım.
Uygundur.
Ben askerliğimi iki sebeple asteğmen olarak yapmak istedim: Görüşme yaparak mesleğimde tecrübe kazanmak ve para biriktirmek. Çok şükür ikisi de gerçekleşti bir noktada. Hayat bu, hiçbiri olmayabilirdi de.
Yalan yok, Samsun’da sınıf okulundayken bir yerden sonra ”Neresi olursa olsun giderim ülkemin her yeri güzel” kafasına girmiştim. Fanustan Ağrı’yı çektiğimde heyecanlandım, en batıdan en doğuya gidecektim. Bugüne kadar en az 1 sene olmak üzere sırasıyla Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Manisa ve İzmir’de yaşamıştım. Doğuyu deneyimleme vakti gelmişti.
Askeriyede Psikolojik Görüşme Yapmak
İstihbarata karşı koyma (İKK) nosyonu ve bilmesi gereken prensibi gereği askerliğe dair konularda güvenlik/gizlilik açığı oluşturabilecek hiçbir bilgi kimseyle paylaşılmaz. Dolayısıyla ben de burada genelgeçer tecrübelerimi madde madde paylaşıyor olacağım, okuması kolay olur diye.
- Ani ve randevulu görüşmeler ile katılış görüşmeleri dahil olacak şekilde değerlendirdiğimizde askeriyede 400’ün üzerinde danışan ile psikolojik görüşme gerçekleştirdim. Psikoterapi eğitimi ve süpervizyonu sürecinde olduğumdan bu benim için bulunmaz bir nimetti.
- Asıl görevimizin önleyici ruh sağlığı faaliyetleri olduğunu unutmamak gerek. Fakat ben bir psikoterapi eğitimi sürecindeydim ve askerde maddi – manevi bunu devam ettirebilme fırsatım oldu. 96 saatlik teorik eğitimi tamamlayarak, bilişsel davranışçı terapi ekolünde süpervizyon aşamasına geldim. Süpervizyona askeriyede başlayamadım; gizlilik konusundan kaynaklı.
- Psikolojik görüşme yapma, gerektirdiği bilgi, yetenek ve tecrübe bir yana, yargısız ve empatik dinleme, odaklanma, not tutma, terapötik ittifak kurma gibi birçok yetenek ile de ilişkili. Biyopsikososyal yaklaşım ışığında gidebilmek, uzun senelerin, bir nevi hayatı içmenin tezahürü belki. Ben muhtemelen bunun kıyılarında bile dolaşamadım. Olmayınca da empatik dinlemeye sığındım. Fakat bir şeyi yapamamak, onu yapabilmekten daha faydalı olabiliyor bazen. Örneğin ben 5. ve 6. seanslarda tıkandığımı fark ettim. Çünkü ilk 2 seans danışanı tanıma ve sorunu anlamadan oluşur. Üçüncü seans, psikoeğitimle devam eder. Buraya kadar halâ sıfırıncı seanstasınızdır. 4. seansta artık soruna dair bilişleri(düşünceleri) anlamaya çalışmaktasınızdır. Sokratik sorgulama gibi yöntemleri kullanarak soruna dair sorabileceğiniz soruları sorar, düşünceleri gün yüzüne çıkarmayı hedeflersiniz. 5. ve 6. seanslarda artık inşallah belirmekte olan ara inançlara belirli tekniklerle müdahale etmek, olumsuz otomatik düşünceleri değiştirmek ile ilgili yol almayı istersiniz. Bu noktalar benim için çok zorlayıcıydı ve tökezledim. Orada eğitim ve süpervizyonumun olmadığı yüzüme tokat gibi çarptı. Empatik dinlemeye sığındım. Evet, hiçbir danışana bir kez bile yarın gel demedim. Evet, hiçbir görüşmeyi 40 dakikadan az tutmadım. Ve evet, herkesi dikkatle dinledim. Yeter mi psikoterapist olmaya? Yetmez. Bu sorunu çözmek için daha önce tanı modülü diye geçen 0. modülünü ve teorik eğitimden oluşan 1. modülünü tamamladığım bilişsel davranışçı terapi eğitiminin, beceri kazandırma ve süpervizyondan oluşan 2. modülüne de kaydoldum. Bu eğitimle beraber görüşmeler yapmaya devam ettikçe kendimi terapistlikte nispeten daha özgüvenli hissettim.
- 10 kadar görüşmede standart bilişsel davranışçı terapi protokolü uyguladım. Görüşmeler genelde 5 seansı geçemedi. Çünkü, askerliği ilgilendiren başka konular sürekli araya girdi. Görüşmelerin büyük çoğunluğunda %100 verim aldık diyemem.
- 50’nin üzerinde danışan psikiyatri servisine sevk aldı. Psikiyatristlerle çok farklı konularda bilgi alışverişi yapma fırsatım oldu.
- Psikolojik sorunların madde bağımlılığı ve psikiyatrik hastalık tanıları tarafında yığıldığını söyleyebilirim.
- Biyopsikososyal değerlendirmeyi mümkün mertebe yapabilmek adına danışanların aileleriyle de telefon görüşmeleri yapmak önem arz etti. Bunun yanında psikiyatrik ilaç kullanan danışanların psikiyatrik geçmişlerini e-nabız üzerindeki reçete ve raporlarından, hüküm giymiş danışanların dosyalarını UYAP üzerinden incelemek faydalıydı.
- Danışanlar ile Beck Depresyon, Beck Anksiyete, Kısa Semptom gibi farklı envanterleri uygulama şansı yakaladım.
Bizler, asker olmamızın ötesinde birer insanız. İnsanın ihtiyacı, benliğini güçlendirmektir. Buna literatürde ”ego” denir. Ego, halk arasında ”kibir, büyüklenme” anlamlarında kullanılıyor biliyorsunuz. Halbuki bu kullanım yanlıştır. Ego – diğer adıyla benlik – bizim mantıklı, insancıl, dengeli yanımızdır. Benliğimiz, kendimize yetebildiğimizde, komutanımız ve arkadaşlarımızla iyi ilişkiler kurabildiğimizde, ”öteki” tarafından değer görülüp, sevilip sayıldığımızda güçlü kalır. İnsan, hep ”öteki” ile girdiği ilişkide sevgiyi arar. İnsan ruhu, tatmin edilmek ister; komutanı tarafından takdir edilmek, ailesi tarafından gurur duyulmak, sevgilisi tarafından beğenilmek, öğretmeni tarafından örnek gösterilmek, toplum tarafından kabul görmek ister.
Psikolojik danışma ve rehberlik subayı olarak hayatımızın 1 senesini askerlik görevini yaparken geçiririz. Bu 1 senede görebildiğimiz farklı tertiplerden Mehmetçik ile ilişki kurar, adına soyadına, memleketine, aile durumuna kadar biliriz. Yeri gelir, Mehmetçik komutanına anlatamadığını bize anlatır. Yeri gelir, komutanlarımız ya da komutanlarımızın değerli aileleri yaşadıkları zorlu yaşam olaylarında bizlere başvurmayı uygun görür. Bizler, tüm bilgi ve görgümüze dayanarak danışanımızın her zaman yanında olduğumuzu, RDM’ye istediği zaman gelebileceğini ve bizim en önemli görevimizin danışanımızın psikolojik sağlığını korumak olduğunu vurgularız.

Bu hususta, 391. dönem psikolojik danışma ve rehberlik subayı olarak görevimi her zaman severek ve isteyerek yaptım. Benimle kışlada çayını, denetlemede silahını, görüşme odasında defterini, toplantı odasında eleştirisini, içtimada bilgisini ve görgüsünü paylaşan değerli komutanlarım ve arkadaşlarıma teşekkürlerimi arz ederim.
Bu yazıyı sevdiniz mi?
YouTube kanalımı destekleyebilirsiniz.
Ayrıca Pavlovun Bülteni adında bir e-bülten yayınlıyorum. Göz atmak isterseniz buraya da beklerim.
Başka yazılarda görüşmek dileğiyle.





